Kayıtlar

Eylül, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kişisel gelişim kitapları üzerine..

Tıpkı şimdilerde yeni yeni akım haline gelen dizüstü edebiyatının ürünleri gibi; cicili bicili kapakları olan, arkadaki tanıtım yazısında esprili ve yavan bir dil kullanan, fiyatı hemen sağ altta kocaman, kalın rakamlarla gözümüze iliştirilen kitaplara güvenmem.  Söz gelimi; yapım aşamasında, yazarının zihninde “Anlatmak istediğimi nasıl gereksiz kelimelerle süsleyip, fazladan sayfa doldurabilirim?” sorusunun yattığı bariz olan bu tür kitapların okuyucuya iletmek istediği mesajı kendi üslubumla tarif edecek olursam, şöyle ki; Sevgiliniz mi terk etti?  - Yenisini bulursunuz! Kirayı mı ödeyemiyorsunuz? - Amaan satmışım anasını! Patronunuzla mı tartışıyorsunuz?  - İşinizi değiştirin!  gibi. Bu kafada yaşayan insanları gerçekten merak ediyorum. “Hayatı en kestirme yoldan nasıl atlatırım?” uyanıklığının sırrını çözdüğünü iddia eden güruh; bana bu kafaya nasıl eriştiklerini bilahare anlatırlarsa memnun olurum. Bu Amerika merkezli, aptal kitaplar; benim ü...

Kısa bir öykü uydurdum(kesinlikle çok net bir başlık oldu)

O sabah da di ğer sabahlardan farklı olmayacaktı ya da ben yine her sabah olduğu gibi umutsuzca bakıyordum. Daha yatağımdan kalkmaya bile halim yoktu. Hem kalkıp ne yapacağım ki? Muhtemelen şuan uyanık olan babama kahvaltı hazırlayıp onu işe uğurlarken bugün hangi testleri çözmem gerektiğini planlayacaktım. Testler bitince de biraz uzanıp babamın dönüş saatine yakın yemek hazırlayacakım. Uyuşukluğumu bir kenara bırakıp yatağımdan kalktım. Babama görünmeden banyoya ulaşmaya çalıştım çünkü sabahları biraz nalet olabiliyorum ve bu sabah da onun "sabah esprilerine" katlanacak halim yoktu. Neyse ki babamı etrafta görmeyince parmak uçlarımla banyoya girebilmiştim. Yüzüm berbat görünüyordu. Gözlerimin altı torba torba şişmiş, suratım resmen tebeşir beyazı olmuş ve dudaklarım kurumuştu. Yüzümü yıkamayı hiç sevmem, kurallarıma bağlı kalarak yine yıkamadım. Annem taa ki bizi terkedene kadar her sabah yüzümü yıkamam konusunda bana uzunca nasihatler verirdi. Yüz yıkamanın neden bu kadar...