"Saati durmamalı ufak sorumlulukların..."

 Bugünün doğrusu, yarının hatası olacak. Öğrenmek hiç bitmiyor, denemek, yanılmak, inanmak, kazanıp kaybetmek, karar alıp unutmak, felaketler, sevinçler... 


 Bazen düşünüyorum, elimde olsaydı neleri değiştirirdim? Ama madem bugünün doğrusu yarının hatası olacak; o zaman nasıl gelişecek, nasıl değişecek insan? Belki biraz kafayı dünden, yarından kaldırmak gerek. Ne deniyordu? Hah! Akışta kalmak lazım. Ben bunu hiç beceremiyorum, aslında nasıl yapılır bilmiyorum ki. Yani düşünsene yaşıyorsun ve tutup sadece "şimdiki zamanda" kalıyorsun. Yok artık, mümkün değil! Dün ne yaşadığımı, ne hissettiğimi, beni nelerin kırdığını, beni nelerin "gerçekten" mutlu ettiğini her an hatırlamazsam; bugün ne yaparım? Bir de yarın var, değil mi? Dünü yarına referans göstermez isem; yarın nasıl mutlu olunacağını nereden bilebilirim? Yarın üzüldüğümde nasıl savaşırım? Sonra... yarın kaybedersem oyuna tekrar nasıl başlarım? Yani demek istediğim, beni ben yapan kazanımlarımı ve kayıplarımı öyle kolay inkar edebilir miyim?

 İçimdeki yeşil yaprakları, pembe çiçekleri besteye dökebilseydim; The Last Waltz olurdu.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kişisel gelişim kitapları üzerine..

Saat Farkı ve Biraz Soru İşareti

İlk çeyrek bitti, sıradakine geçelim mi?